BEN HÜSRANA KOMŞUYUM
1. Bölüm:
Benim sermayen çift el artı çift göz,
Karamsardan varan harbi doğru söz,
Acılarımsa köz..
Ah bu benim sisli yollarım,
Vay benim körpe ellerim,
Kara saçlı başım, dara düştü yarım.
Bazen bıktım, aslen yıkıldım,
Ve daldım derinlere, sığdan yıldım,
Beni toplasan otuz şirin yıldım,
Sabreden dervişin muradına vardım.
Bitmez kaderin uzun yolu,
Gidilemez tek binekle,
İçine sinmiş korkak çocuğu ileri doğru itekle,
Burada beklemekle sanma kalıcısın ya pekte,
Bak kaç milyar insanın yaşam bayrağı direkte.
Bu ses benim, dinle dinle dinle..
Uygunsuzca gidişlerin yolunu kesen haydut benim.
Bildiklerimden eminim, yaptıklarıma kefilim,
Gidenlerime vedayım, gelenlerime mihirim.
[Nakarat]
Denedim olmadı, çabalarımın sonu nihayete varamadı,
Ben hüsrana komşuyum, yolları gözler mensubum.
Uykum kaçtı, iflasın eşiğine battı bu suçsuz gözlerime,
Hesabım ağırdır, vardır şerrim de velakin kalanım hayırdır.
2. Bölüm:
Bilmelisin yolunu bulman çok basit ve bedava,
Yapmamalısın bunu dava,
Sana dostum diyenler var ya, alayı hava.
En sert tekerlekler bile birgün mutlak kaçırır hava,
Hey gel yanaş!
Yaşın kaç? Hımm..
Yolun azını gitmişsin,
Tecrübe demek kalpte kalan izdir yanılma,
“Çok bildim”lik yaparsan çok düşmüşlük yaşarsın,
“Yok derdim”lik yaparsan dert görünce saparsın.
Elindeki ölümlü para, ev mülk taki vücut,
Rab cömertliğinde asla koymamıştır hudut,
Can yakmak pahasına mı icat oldu barut?
Ben gülüp selam ederken simaları nemrut.
Ben bu uğurda çok yoruldum, olsa zor da içim rahat.
Ruhum buruk, yüzüm sanık görsem hor da durum ortamızda,
Her şey açık meydanda..
Kaç kişi felci tattı iyi ve kötü arası cereyanında?
[Nakarat]
Denedim olmadı, çabalarımın sonu nihayete varamadı,
Ben hüsrana komşuyum, yolları gözler mensubum.
Uykum kaçtı, iflasın eşiğine battı bu suçsuz gözlerime,
Hesabım ağırdır, vardır şerrim de velakin kalanım hayırdır.
-----------------------------------------------------------------------------------------------
BİR KULAÇ DAHA ATSAM KARADAYIM
1. Bölüm:
Kalk kalk..
Kalk ve beni dinle,
Sana güç veririm,
Kafanla dalaştığında sana yardım edebilirim ben,
Beni bilirsin tam otuzluk, üç tanımlı,
Pis sakallı, donuk bakışlı;
İklimi az ılıman, çoğu yağışlı.
Yaşar fani yazlı kışlı,
Onların şahidi kömür gözlü,
Benimkisi âmaydı,
Unutmadıklarımın hepsi güzel birer simaydı,
Sen kendinle çatışmadayken savaş verirken Sago oradaydı,
Taşla kafan çarpıştığında yada kafan taşa yaslandığında;
Anlarsın ki kötü gider iyi gelir,
Zaman sofrandaki en lezzetli mühim yemek,
Azaldıkça aç kalmanın korkusuyla kuruyacaksın,
Bu sebeple yaşlanacaksın,
Çünkü sen de baştan olmak üzere sonlanacaksın,
Trilyon da olsan harcanacaksın,
Savaşı kes barışacaksın,
Kendinle aynalarında birebir anlaşacaksın.
[Nakarat]
Bir kulaç daha atsam karadayım,
Ben hiç böyle bir denize dalmadım,
Üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım,
Ha gayret!
Bir sene fırtına üzerimde dolunay,
Gün yüzü asmış, dalgalar boyum aşmış,
Nefesime gücü bahşet Mevlâ,
Bir kulaç daha atsam olur evelallah.
2. Bölüm:
Benim bahsettiğim o derinlik hiçbir denizde yok,
Benim yumruklarımın içi boş, korkma yakmaz canını.
Allah seni ensen gibi dümdüz etmeden geri dön hemen,
Dünya kızına aşık olmak seni delirtir,
Bu kız izdivaç için ne kötü bir cariyedir.
Ecel aramaz enseler,
Yerine gelmez sarsılan güvenler,
İçine düştüğüm masalsı serüvenlerdir;
Gamzelerime ab-ı hayattan can verenler.
Yüzmekten yorulduğum bu en derin denizdir boğulduğum,
Dörtlüklerim kulacı atar, benim, benim
Dipte vurgunum, moralsizim solgunum,
Yine de kendimi teskin edebilecek bir seviye olgunum,
Pişmanlık asla kaçamayacağın bir canavar,
Elleri bazen öldürür, bazen sertçe yakalar.
Bil ki Sagopa cesaretinin bir kısmını zulada saklar,
Yanan ışıklarımı kapayacak kadar karanlığım var.
[Nakarat]
Bir kulaç daha atsam karadayım,
Ben hiç böyle bir denize dalmadım,
Üzerimde pantolonum artı ayakkabılarım,
Ha gayret!
Bir sene fırtına üzerimde dolunay,
Gün yüzü asmış, dalgalar boyum aşmış,
Nefesime gücü bahşet Mevlâ,
Bir kulaç daha atsam olur evelallah.
-------------------------------------------------------------------
DÜŞERSEM YANARIM
Yine o kirli dram setlerimin içindeyim,
Ve hayatının en güzel parçasıyım,
Kırıklarının alçısıyım.
Affım olsun hain darba,
Yediğim darbelerle sığındım Rab’ba,
365 gün 52 berbat hafta,
Ağıtlarımla rafta,
En büyük destekler çıkarsızlıktan ötürü lafta,
Ben aklımı dile düşürdüm,
Kapalı kapıdan kafamı çıkarıp kafayı üşüttüm,
Yüzüne okkalı cümleler üfürdüm.
Hey yabancı, ben zaten yıllardır içime dönüktüm,
Parlayan bir alev gibi görünürdüm ama sönüktüm,
Hayat bir bot ve bot çevresi dolu beyaz köpek balığı,
Diptekiler iştahla düşünür tepede duran azığı,
Rüyalarımın öldüğü yerde uyudum ve yine bot battı,
İlk rıhtım ben battım ah tahtım vay bahtım.
Dudaklarım kanayana kadar yapmak istediğim işte bu: Rap,
Benimle ol hep.
Ölmek üzere olan dünyada bir ölümlü yaşar mahlası Kaf-Kef,
Dualarım vesvas’ı hannas’ı eder def.
[Nakarat]
İncecik ip üzerine koca ayaklar bindi, nefsim içine sindi.
Kirpiklerim titremekte korkularımdan, düşersem yanarım.
O kadar içime sindim ki, vinç getirsen kalkmaz başım,
Yov! Gömün burada can naşım,
İç çekmekten düşünmekten ağardı saçım,
Düşersem yanarım.
Vicdan bir güneş gibi parladıkça ısınır için,
Geçen vakte “bir zamanlar” adını koyduk niçin?
Çünkü gelen gider makbuludur kısası ziyaretin,
Bana müsade sana rastgelsin, budur hikayemiz.
Takdir buyur, kış bulutların kadar doluyum Rabbım,
Bir ağlasam dolar taşar seller alır bahçem bağım.
Yükseldikçe nefesi kesilir yalnız kalır dev dağın,
Aramadıkça düşman buldum, hasım solum sağım,
Cehennemde soğuk bir gün, boğuk bir adam,
Donuk bir surat, bekle gelir bir gün beklediğin murat,
Bazılarına gül dikenicesine batar rahat,
Nefret edercesine yaşar hayat, buyur mezara yat.
Soğukluk içime hükmedince güneşim buz adası,
Şemine pervane misali Sagonun aşkı,
Sessizliktir içimden geçirdiklerimin sedası,
Duymakta olduğun engin sözler derin denizlerimin dagası.
[Nakarat]
İncecik ip üzerine koca ayaklar bindi, nefsim içine sindi.
Kirpiklerim titremekte korkularımdan, düşersem yanarım.
O kadar içime sindim ki, vinç getirsen kalkmaz başım,
Yov! Gömün burada can naşım,
İç çekmekten düşünmekten ağardı saçım,
Düşersem yanarım.
[Outro]
2-00-8 kuzen, melankolia,
Sago Kaf-Kef, düşersem yanarım,
Kasva! Düşersem yanarım..
Beni dinle bana kulak ver, düşersem yanarım,
Sen de düşersen yanarsın lan!
Düşersen yanarsın!
--------------------------------------------------------------
İKİ TANIK
Yoo Kits, yo yo Kits!
İki tanık var biri dilimdir, biride virüs kalemim,
ihanet etmez sözüm kağıda ve halim rabba teslim.
Ölümün sessizliğine eşsiz bir seda ile girdim,
Boğulmaktan korktuğum bir denizin tahmininden derinim.
Benim kalbim ısrarla cennet kuşatmasında hala,
Ruhum bedeni terke maruz sevap artı günahlarla.
Öncelerimi dışlar sonralarım, aklım firarda,
Güller yare sevgi kanıtı, benim elimde papatya.
İçimden kaba bir ses beni azarlıyor yıpratmakta,
Yağmur betonla sevişirken güneş altın saçmakta.
Kollarım o nankörlerle çetin güreş tutmakta,
Sago gidenlerin gölgelerini koleksiyonuna katmakta.
Sevdirmeye gayret etme kendini, sevilmeye terket,
Uzadıkça kısalan ömre huzur aşısı zerket.
Her adım için on çuvallık külfet, rabbım hayra lutfet,
Zararı belli sonlarından iki gözünü ırak et.
Keşfi bekleyen cümleler içindir bütün çabam,
Kelimlerden kalpler yaptım, kimini deştim acımadan,
Dilini kestiklerim suküt nöbetinde gık çıkarmadan,
Suratsızları kapıdan Kovsan girmek ister bacadan.
[Nakarat]
Söz ehline itaat et, benim sözüm cevher,
Kalemim olgunluk tahsilinde yalanına var reddim.
İki tanık var; biri dilim bir kalemim,
Olanı biteni sindirdim, yeter bana kendi derdim.
Bilirim bensiz dostum, iblis dostu, hannas komşusu
Batırdıkça batırır; derindir vesvas kuyusu.
En tatlı yerinde uykumu basar karabasan kabusu,
Güzel cevapların, vardır elbet hain sorusu.
Kanadı olsa hain kedinin, soyu kururdu serçelerin,
Susuz çölde inci bulsa damla arar gözlerin.
Rüzgar esmez her zamanki gemiye layık,
Bir üfürse yol bulurdu bizim orta direk kayık, bu şarkı bayık!
Çin ipeği giysen dahi senin değerin eşşek kılı,
Gelecek hayranlarındansan aç önüne bir kahve falı,
Hızlı koşan arap atının dört yana savruldu nalı,
Umulmadık zamanda kesti birisi bindiği dalı.
Günahki en güzel kadındır, sizler güzele kanan,
Tabiatın şeytan olacaksa yılan doğursun anan!
Say geriye doğru onu, ileri giden yolcu zaman,
Başkasının ızdırabı ile huzur bulandır mutsuz insan.
[Nakarat]
Söz ehline itaat et, benim sözüm cevher,
Kalemim olgunluk tahsilinde yalanına var reddim.
İki tanık var; biri dilim bir kalemim,
Olanı biteni sindirdim, yeter bana kendi derdim.
------------------------------------------------------------------------------------
GÖLGE HARAMİLERİ
Varabildiğin yere kadar var, var, var!
Akar sular dönmez geri, tıpkı gençliğim gibi,
Bebekti ceninin ergeni, bir erdi büyümüş meyvesi.
Sakal bıyıkla geride kaldı Yunus’un hamlık evresi,
Sivilce, akne katledildi soldu yüzümün güneşi.
Ve çivisi düşmüş tablolarda bir resimdi kendisi,
Kükreyen şu gökyüzünde kuşun kilitli kafesi.
Tersi döndü güvenin ansızın belirdi dostun hilesi,
Fincan kahve içtim kursağımda kaldı telvesi.
Kırıştır yalan kahpesi, baştan akıl alır ya cilvesi.
Yıkar geçer bir dostun düşmancasına hamlesi.
İki boy aşmış ihanetin ki kat-i yok bahanesi,
Hayrından umutsuzum getirme bari şerrini.
Ve hepsi aynı yolda yolcu onca bedenin kellesi,
Meydan önüne dizilecek ve alınacak ifadesi.
Dualar olmasaydı kim kovardı kalleş iblisi?
Kalbim ak da pak da desen yüzünden yansır pisliğin.
[Nakarat]
Altın harflerle yaz mahlasımı,
Halvetim kasvet, kem gözlere şiş. (Kem gözlere şiş!)
Cadü ya herru, ya merru, kaf-kef,
Gölge haramilerine bir selam çak. (Selam, selam, selam!)
Abile patladı, demlenir simam,
Nûşinrevandan handan ummam ben. (Nüşi revandan!)
Ahu-yi felek mum, ben şamdan,
Düşmez kalkmaz bir Allah’tır uyan. (Uyan, uyan!)
Sago sus! Husus derin çukurda içine sin,
Pusu kuran huşu içinde, gözlerinde kin belirgin.
Vay senin şu kindar halin; hin pilanların var hin!
Cenin büyüdü savaşa girdi, silahlarımı bana verin.
Yardan sarkıttığın dostlarından kaçının ipini tuttun?
Onlar güldü, sen somurttun; kalbinde kaç gül kuruttun?
Hatıralarından yüzde kaçını unuttun?
Senin adını anmamak şartıdır dosluğumun.
Rap’den olma gökyüzünün güneşi Sago bu benim yüzüm.
Gölgeme sığınır mana özüm, hicran çölüne düştüm.
Yüz pınar yaş akıtsın gözüm.
Kendi başıma öğrendim, kendim büyüdüm.
Dudaklarımla gömdüm.
Sanma şahım herkesi sen, sadıkane yar olur.
Herkezi sen dost mu sandın, belki ol a yar olur.
Sadıkane belki ol, al alemde serdar olur,
Yar olur, a yar olur, serdar olur, didar olur.
[Nakarat]
Altın harflerle yaz mahlasımı,
Halvetim kasvet, kem gözlere şiş. (Kem gözlere şiş!)
Cadü ya herru, ya merru, kaf-kef,
Gölge haramilerine bir selam çak. (Selam, selam, selam!)
Abile patladı, demlenir simam,
Nûşinrevandan handan ummam ben. (Nüşi revandan!)
Ahu-yi felek mum, ben şamdan,
Düşmez kalkmaz bir Allah’tır uyan. (Uyan, uyan!)
-------------------------------------------------------------------------------------
BİR ÇIKAR YOLUM YOK
Etkisindeyim görmüş olduğum şaşkınlıkların,
Kurtulmalıyım, dışında kalmalıyım alışkanlıklarımın.
Bana benden haber veren rüyalarımın bir anlamına varmalıyım,
Bir yoldan çıkışa varmalıyım.
Yaşadıklarım ve anımsadıklarımdan ibaretim ben.
Umursadıklarım sâdık olanlar,
Dışladıklarım özüne bağlı kalmayanlar.
Sözüne yalan katan terazi şaşkınları,
Farâzi mâlumatları..
Şüpheciliğimin sebebi insanlar,
Yada insan olup insanlık dışı roller kapanlar.
Rabbime hamd-û senâlar olsun,
Yazdırıyor ilham kalemi elhamdülillah,
Yolundayım ne eyleyim alemi ?
İnsanlar komik; onları anlaman için yeter mimik.
Tek sahipliğimiz bilmem kaç gram et ve içine sığınan kemik;
Onu da toprak alır elde var ölüm, hüzünlü son bölüm.
[Nakarat]
Yaklaş bana yanmazsın, yansan da o senin içinde yangın.
Şu an aklına düştüm, aklın yolu birdir dedim yürüdüm.
Mevzum nedir anlarsın, arzum sana yalvarsın.
Şu an kendimi gördüm, küçüldükçe küçüldüm eyvah!
Şu an beni dinlediğini biliyorum,
Seni görür gibi oluyorum,
Analiz ediyor yazıyorum,
Açımı bulup çiziyorum,
Gözümü siliyor yanıyorum,
Düşünü biliyor üşüyorum,
Ama bir çözüme varıyorum, dinle:
Sınıf arkadaşlarım yazdıklarımı silsin,
Hayat bilgisi kitaba sığmaz başkalarına yedirin.
Fazla rahattan delirin, gazla,
Menzilimden gidin, gerçeklerimi bana verin, fıtratınızı gerdirin.
Heves ve hırs toz misali, mâneviyat dev saray.,
Yaşananlara şahidimiz şems ve ay,
Özel hayatlar deşifre olmuş, herşey açık vay vay.
Laboratuvar içinde hangimiz değil yedek kobay?
Bende kaçacak ayak yok bu taarruz meydanından, benden sakın.
Akın akın birlikler lirik sürer mikrofondan,
Uyuşmakta can damarım, patlayan dikişlerimi yamarım.
[Nakarat]
Yaklaş bana yanmazsın, yansan da o senin içinde yangın.
Şu an aklına düştüm, aklın yolu birdir dedim yürüdüm.
Mevzum nedir anlarsın, arzum sana yalvarsın.
Şu an kendimi gördüm, küçüldükçe küçüldüm eyvah!
----------------------------------------------------------------------------------------
SAHİBİNİN SESİ
1. Bölüm:
Elbet bir gün başı dönecek dünyanın dönmekten.
Ağzının suyuna batmışlar için henüz saat erken.
“Ben bir ağacım yeşermekte dallarım ya” derken,
Yere düşen yapraklar ayrılmakta gövdemden.
Dünya rehavette, gözleri dalıp gitmekte,
Herkez kendince bir masumluk serüveninde.
Ruhum vücud karavanında, ölüm düz gidince ileride,
Yaptıklarım peşimde gerilerimde.
Son pişmanlık sabaha varmaz bir karanlık,
Nefsinin dişleri kalmamış seni dişlemekten, YAZIK !.
Belki sana göre ben delirmiş ve sorunluyum,
Ben senin varmak istediğim o yolun sonuyum !
Sağım-solum-önüm-arkam zaman illetiyle sarılmış.
Yanlız adanın ortasında saçım sakala karışmış. (mışş)
Ufaklıklar arsızlaşmış. (mışş)
Beden saksınızda edep çiçekleriniz sararmış. (mışş)
[Nakarat]
Bıkmışım her gün aynı teranelerdenn BEN !
Bir-iki yalancı ve sahtekar.
Yoldan saptıran imtihanlar.
Kana kana kanıyorlar
BAK !
Sağım-solum-önüm-arkam gafil,
Hüzün kuyusuna gark olur aciz (izz),
içim acı sahibi meçhul herkess,
Bu sahibinin sesi MERKEZ !
2. Bölüm:
El katipse kalp hakimdir.
Bak bu alıma gelen kaçıncı dize.
Bak bu kaçıncı aykırılık rap fakirhanesinde.
Bir lokma, bir hırka..
Tavsiyeye uyanlar tavsiyeyle yaşarlar.
Gözlerim 10 senedir akan durmaz hıçkıran şelale,
Elimde aynı hararetle yanan rap’ten meşale,
İzin vermez deliyağız gözle görülen işgale,
Sözlerimden yüzümü gör bak eşgalime !
Sıkıntı sıktığın zaman patlayan sivilce.
Düşünmelisin sivilce, enine boyuna bütünce.
Beter eder düşünce.
Diz kapakların kanar düşünce,
İblis dalga geçer kananla sertçe.
Ben baktıkça ağaçlara,kalbimin kuşları konmak ister dallara.
Önceden inanırdım ne yazık ki fallara.
Onlarla yitirilen sahipsiz yıllara
Derken “elveda”
Bir dize daha karala..
-------------------------------------------------------